Ulusal Manşet - Türkiye'den Haberiniz Olsun

Başkan Türel: “FETÖ ile mücadele milli mücadeledir”

Antalya

Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde 15 Temmuz’un yıl dönümü nedeniyle konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Millet olarak kendi silahlarımızla sırtımızdan vurularak aldığımız yaranın, kaybettiğimiz şehitlerimizin 15 Temmuz kahramanlarının kalbimizdeki yeri çok farklı çok derindir. Bize düşen görev 15 Temmuz’u şehit ve gazilerimizi unutmamak ve hain şerefsizlere bir daha asla fırsat vermemektir. FETÖ ile mücadele, siyasi bir dava değildir, geçici bir mücadele hiç değildir. Bu bir milli mücadeledir. Devletin bekası meselesidir” dedi.

Haber sitemizin edindiği bilgiye göre; Büyükşehir Belediyesi’nin Temmuz Ayı Olağan Genel Meclis Toplantısı, Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Gündem dışı konuşmasında üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen 15 Temmuz’un yarasını halen hissettiklerini ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Biliyorsunuz resmi olarak 15 Temmuz bir milli birlik ve demokrasi günü olarak ilan edildi. Bu hafta kapsamında birçok etkinliğe iştirak edeceğiz. 15 Temmuz’un önemini halkımıza unutturmamız lazım unutturmayacağız. Çünkü 1 yıl geçmesine rağmen 15 Temmuzun yarası halen tüm sıcaklığı ile kalbimizdeki yerini koruyor. Millet olarak kendi silahlarımızla sırtımızdan vurularak aldığımız yaranın, kaybettiğimiz şehitlerimizin 15 Temmuz kahramanlarının kalbimizdeki yeri çok farklı çok derindir. En yakın dostlarımızı, en yakın arkadaşlarımızı ülkemiz için bir karanlık gün olarak tarihe geçecek bir akşamda maalesef şahadet mertebesine yükseltmek sureti ile kaybettik. Şehitlerimizi bu vesile ile 1 sene sonra yeniden anmak acımızı bir nebze de olsa hafifletiyor. Alçak terörist darbecilere hain FETÖ çetesine karşı hakkı savunmak milli iradeyi savunmak için hayatlarını siper eden 250 şehidimiz, 2193 gazimizi minnetle anmak için ne yapsak az gelir” diye konuştu. 
BU BİR MİLLİ MÜCADELEDİR 
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli eserlerine 15 Temmuz veya şehitlerinin ismini verdiklerini hatırlatan Türel, şöyle devam etti; “Kahramanlarımızın aziz hatıralarını ölümsüzleştirmeye çalışıyoruz. Elbette ki bir hilal uğruna batan o güneşler tarih sayfalarına altın harflerle yazıldılar. Yine de bize düşen görev 15 Temmuz’u şehit ve gazilerimizi unutmamak ve hain şerefsizlere bir daha asla fırsat vermemektir. Maalesef FETÖ denilen örgütün hainliğini daha önce görmemize rağmen kendilerine general payesi verilmiş. Profesör payesi verilmiş kişilerin milletini vuracak kadar hain olabilecekleri aklımıza gelmemişti. Bunu düşünemedik. FETÖ’nün terörist bir işgal gücü olarak kurulup büyütüldüğünü çok acı bir şekilde öğrendik. Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetleri sayesinde bu mücadelenin en güçlü şekilde devam etmesi bir teselli kaynağımız olmakla birlikle ülkemiz için bir güvencedir. Fakat hala bu mücadelenin önemini anlamayanlar, gerekli mücadeleyi yürütmeyenler, at izlerini it izlerine karıştırarak sulandıranlar, dikkatleri başka yöne çekerek bugünü unutturmaya çalışanlar olduğunu esefle görüyoruz. Bu mücadele siyasi bir dava siyasi bir mücadele değildir geçici bir mücadele hiç değildir, bu bir milli mücadeledir. Devletin bekası meselesidir.”
DEMOKRASİ SİYASETE ALET EDİLEMEZ
 “Demokrasi hepimizin en büyük güvencesi ve hepimize lazım olan yegane unsurdur” diyen Başkan Türel şunları kaydetti: “Demokrasiyi siyasete alet edemeyiz. Demokrasi olmadığı takdirde bugün hiçbirimiz bu sıralarda oturmuyor olacaktık. 15 Temmuz’daki hain çeteciler bugün başımızda olsaydı bugün acaba burada oturan arkadaşlarımız nerelerde olurdu, düşünmek bile istemiyorum. O yüzden bu devletin bekası meselesi, bir milli mücadele meselesi olduğunu hep birlikte düşünmemiz lazım. Paralel devlet yapılanması, yurtdışından yönetilen her sahada her kesimde aktif ve uyuyan hücreleri olan ciddi bir yapıdır. Bunu 15 Temmuz akşamı çok iyi bir şekilde gördük. Bu mücadele sonuna kadar devam etmeli hiçbir şekilde gevşetilmemeli sulandırılmamalıdır. Bu darbe girişimi aslında bir işgal girişimidir. Bu girişimin karşısında duran büyük milletimize borçlu olduğumuzu hatırlayarak hareket etmeliyiz. Bu sebeple biz 15 Temmuz’u unutmadık unutmayacağız, unutturmayacağız. Büyük Türk milleti hainlere gereken dersi her zaman vermiştir.”
EN ZOR ZAMANLARDA MİLLİ İRADEYİZ 
Antalya’nın 15 Temmuz’da olduğu gibi her zaman Türklüğün, cumhuriyetin, demokrasinin, milli iradenin kalesi ve yılmaz savunucusu olduğunun altını çizen Türel, “Biz en zor zamanlarda milli iradeye, demokrasiye ve demokrasi şehitlerine sahip çıkan bir gelenekten gelen insanlarız. Bunu şahsımın adında da en güzel şekilde görebilirsiniz. Onurla ve şerefle bir demokrasi şehidinin adına layık olmak için gece gündüz bu sorumluluğu omuzlarımda hissediyorum. Bu mücadele için hepimiz kendimizi seve seve feda ederiz. Nice yiğitlerin, gençlerin kendilerine feda ettiği bu uğurda fedakarlık en büyük şereftir. Allah şehitlik payesini nasip etsin başkada bir şey istemeyiz. Bu vesileyle bu hafta içerisindeki bütün etkinliklerde başkanlarımızın, meclis üyelerimizin birlik beraberlik içerisinde katılımı önem arz etmektedir. Bu hususu da bir kez daha meclisimizde hatırlatmak isterim” diye konuştu. 
DESTEĞİMİZİN MADDİ KARŞILIĞI YOK
Başkan Menderes Türel, Şırnak’a temasları ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: “Şırnak’a yapmış olduğumuz “Kardeş Şehir” projesi kapsamındaki yardımların, desteklerin maddi boyutla ölçülmesi kadar akıl dışı bir husus olamaz. Çünkü biz oraya 15 milyonun biraz üzerinde bugün itibariyle bir destekte bulunmuşuz. Ama yapmış olduğumuz iş ne 15 milyon, ne 5 milyon ne 55 milyon ne de 155 milyon gibi maddi rakamlarla ölçülemeyecek kadar değerlidir. Maddi karşılığı yoktur. Biz bu milletin birlik, beraberlik ve kardeşliğine yatırım yapıyorsak bunun bir maddi boyutla değerlendirilmesi fevkalade yanlıştır. Şırnak’ta önemli bir su probleminin çözülmesi hususunda ASAT Genel Müdürlüğümüzdeki arkadaşlarımız cansiperane bir gayretle çok önemli mesafeler kat ettiler. Şırnak’ta her 3-4 günde bir akan su, acil eylem planımız kapsamında, yaptığımız basit bakım ve onarımlarla her gün akar hale gelmiştir. Şimdi artık membadan suyu şehre getirilmesiyle kalıcı bir çözüm ortaya çıkacak. Çok önemli bir sorun daha çözülmüş olacak.”
KEŞKE İZMİR DE YAPABİLSE
Şırnak’a yapılan gezinin Ak Parti Genel Merkezi’nin Gönül Köprüsü Projesi adı altında başlatmış olduğu bir çalışma olduğuna dikkati çeken Türel, “Ben benzeri bir çalışmayı Cumhuriyet Halk Partimizden ve Milliyetçi Halk Partimizden de beklerim. Siyasi bir parti olarak Gönül Köprüsü Projesi kapsamında kendi ilçe teşkilatlarımız ve parti mensubu belediye başkanlarımız aracılığıyla bu geziyi gerçekleştirdik. Hatta orada CHP’li bir belediye olması hasebiyle örnek verdiler, ‘keşke İzmir Büyükşehir Belediyesi de benzeri bir ziyareti, desteği, doğudaki bazı vilayetlerde yapabilse” dediler. Veya bizim il büyüklüğünde olan ilçe belediyelerimiz yapsalar. İnanın büyük memnuniyet duyarız. Ayrıca Şırnak gezisine katılım talebiniz beni fevkalade memnun etti. İnşallah bundan sonraki toplantılarda bizim bir genel merkez projemiz olmasına rağmen, genel merkezlerimizden izin almak kaydıyla bunu birlikte yapabilirsek çok daha yerinde bir iş yapmış oluruz” ifadesini kullandı. 
ŞIRNAK’TA HUZUR YOKSA ANTALYA’DA DA HUZUR OLMAZ
“Şırnak’ta huzur yoksa Antalya’da da huzur olmaz” diyen Türel, “Cizre’de huzur yoksa İzmir’de de huzur olmaz. Misak-ı Milli sınırları içerisinde bizim hep birlikte bu huzura, barışa, kardeşliğe ihtiyacımız var. Buna hep birlikte gayret göstermeliyiz. Huzurun olmadığı yerde, demokrasi olmaz. Barışın olmadığı yerde, siyaset olmaz. Huzurun olmadığı yerde, yatırım olmaz. Zaman zaman, sosyal medyada akıl izan dışı yaklaşımları görüyorum; hayret ediyorum. Antalya’nın kaynakları niye Şırnak’ta harcanıyor diye. Şırnak’ta huzur olmazsa, Antalya’da yatırım yapamazsınız. İstanbul’da yatırım yapamazsınız. Onun için yapmış olduğumuz çalışmaların, maddi bir karşılığı yoktur. Bunun bir rakamla telaffuz edilmesi kadar büyük bir yanlış yoktur. O yüzden biz imkanlarımız ölçüsünde bir şeyler yapıyoruz. Bizim meselemiz, Şırnak’ın su problemini çözmek falan değil. Bizim meselemiz, Şırnak’ın su problemi çözülüyorken oradaki kardeşlik bağlarını güçlendirmek” şeklinde konuştu.
HER SOKAĞA GİRDİM ESNAFLA KUCAKLAŞTIM
Türel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada her türlü güvenlik riskine rağmen, güvenlik mensuplarının zaman zaman bizi uyarmış olmalarına rağmen, her sokağa girdim. Her sokakta esnafımızla kucaklaştım. Dediğim gibi, bizim için şehitlik payesi en yüksek mertebedir. Allah’tan başka kimseden de bir korkumuz yoktur. Allah, nerede artık bu canı teslim edeceksek, onun ne şekilde olacağını zaten biz doğuyorken yazmış. Bunu bizim değiştirme şansımız yok. Bizim yapacağımız; o güne, o ana kadar yaptığımız işin en iyisini yapmak, hakkını vererek yapmaktır. Onun için hiç çekinmeden bütün sokaklara, bütün esnafımıza gittik, kucaklaştık. İnsanlar özlemişler. Güvenlik mensuplarının tabi ki yoğun bir kontrolü altında yaptık ama inşallah bir gün bunlar da olmayacak. Oradaki o kardeşlik, ben iyi biliyorum ki, birilerini çok rahatsız etti. Ezber bozdu. Bunun ben bir örnek olacağını düşünüyorum. O gün oraya gelen bütün arkadaşlarımıza uçakla yaptığımız seyahat sonunda dönüşte Antalya’ya döndükten sonra teker teker teşekkür etmek suretiyle bu dostluk ve kardeşliğe sağladıkları katkı vesilesi ile sonsuz minnetlerimi arz ettim. Bunu hep beraber yapalım. Dediğim gibi biz muhalefetteki arkadaşları bu bir parti programımız olduğu için davet etmekte imtina ettik. Ama sizden böyle bir talep gelirse siz de genel meclisinizden izin alırsınız biz de alırız, inşallah gelecek sefere hep birlikte gideriz. AK Partili birçok belediye gönül köprüsü konusunda kardeş şehir projesi yapıyor, başka siyasi belediyelerin de bunları yapmasını beklerim.”
HUZUR VE BARIŞ OLMAZSA NE DEMOKRASİ NE SİYASET OLUR
Huzur ve barış olmazsa ne demokrasinin ne de siyaset olmayacağını ifade eden Türel, şöyle konuştu: “Zaten göz dikilen de budur. Bugün Türkiye’nin huzurunu ve barışını bozmak suretiyle Türkiye’nin demokrasisine göz dikilmektedir. Demokrasiye iyi sahip çıkmamamız lazım. Şırnak’ta yapmış olduğumuz çalışmaları özetlemem gerekirse önemli bir içme suyu projesini gerçekleştirmiş olmakla birlikte, park, bahçe, peyzaj konusunda malzeme temini gibi büyük bir liste var. Bu destekler bizim kardeşliğimizin pekişmesi için dostluğumuzun pekişmesi için verilmiş desteklerdir. 14 Ağustos 2001 senesinde kurucu liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın şu sözleriyle siyasi yolculuğa çıkmış bir partiyiz; “Dini, mezhebi ve bölgesel ayrımcılığı reddediyoruz. Din, dil, ırk mezhep bölge üstünden kimse ayrımcılık yapmamalıdır. Bunları reddederek bu yolculuğa çıkıyoruz” demişti. İşte bunun gereklerini yapıyoruz. Dünyada hiçbir ülke terörü sıfırlayamamış ama bunu minimize etmek yalnızlaştırmak mümkündür. Bunu ancak halkın gönlünü kazanarak yapabilirsiniz. Güvenlik tedbirleri önemlidir mutlaka yapılmalıdır, hainlere en ufak şekilde aman verilmemelidir. Ama halkın gönlünü kazanabiliyorsanız işte o zaman bu konuda mesafe almışsınız demektir. Şimdi bakıyorsunuz bütün anketlerde çok iyi neticeler görmeye başladık. Geçmişte bölgedeki halkın terör örgütüne sempatisi yüzde 75 iken, şimdi yüzde 25’lere gerilemiş. Bu 14 -15 senedir alınan yolculuğun meyvesidir. Buna ısrarla devam edeceğiz. İnşallah et ve tırnak gibi bu ülkenin farklılıklarının zenginliğini benimseyebilirsek o zaman bu meseleyi çözmüş olacağız. Bizim Gönül Köprüsü Projemiz Antalya - Şırnak kardeş projemiz bunun temelini oluşturmaktadır.” 

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.