Ulusal Manşet - Türkiye'den Haberiniz Olsun

Karaman'ın İl Oluşunun 29. Yıl Dönümü

Gündem

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Karaman il oluşunun 29. yıl dönümü.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Karaman il oluşunun 29. yıl dönümü. Birçok kaynakta Larende olarak geçen Karaman Aslen Karamanlı olan o dönemde İzmir Milletvekili olan Işın Çelebi'nin büyük çabaları ile 15 Haziran 1989 yılında il olmuştur. Nüfusu 246.672 bin olan şehrimiz ekonomik, kültürel ve tarihi alt yapısıyla tercih edilen iller arasındadır.

KARAMAN'IN İL OLUŞ HİKÂYESİ

15 Haziran 1989 Perşembe günü TBMM saat 15.00’te toplanma kararı alınır. Oturumu açan Başkanvekili Abdulhalim Aras, yoklama aldır, yeter sayısı sonrası gündeme geçilir.

İzmir Milletvekili olan Işın Çelebi (ANAP) ve Konya Milletvekili Ali Pınarbaşı görüşmeleri heyecanla takip eder. Oylama sonucu Karaman'ın İl oluşu kabul edilir.


KARAMAN'IN 70 İNCİ İL OLMASI

Konya İline bağlı Karaman İlçe Merkezi merkez olmak ve ekli (9) sayılı listede adları yazılı ilçe, bucak, kasaba ve köyler aynen bağlanmak suretiyle Karaman adıyla, yeni bir il ihdas edilmiş olur.  Cumhurbaşkanının onayından sonra da 21 Haziran 1989 Çarşamba günlü ve 20202 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 3578 sayılı 4 İl ve 5 İlçe Kurulması Hakkında Kanun'un 2 nci maddesi ile Karaman, Türkiye’nin 70 inci ili olma hüviyeti kazanır. 

KARAMAN TARİHİ:

Evliya Çelebi, Karaman ve tarihi eserlerini incelemiş, Yunus Emre’nin kabrinin de Karamanda olduğunu belirtmiştir. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Karaman Kalesinden, Aktekke (Mevlana’nın annesinin mezarının bulunduğu cami), Nuh Paşa camii, Dikbasan camii, Karabaş Veli Camii, Kirişçi Baba camii ve bunlardan başka çok sayıda cami, medrese, çeşme, han, hamam ve imaretlerden bahseder.

1289 ve 1291 Hicri (1872 ve 1874 Miladi) tarihli Konya Salnamelerinde Karaman Tarihi hakkında bilgi verildikten sonra, 88’inci sayfada şöyle deniliyor; “Karaman’da Kibar’ı Evliyaullahtan Tabduk Emre, Yunus Emre, Mader-i ve Birader-i Hz. Mevlana ve Kettaue Baba, Canbaz Kadı medfundurlar”. 1294 -H. (1877 M.) tarihli salnamede de şunları yazıyor: “Karamanda büyük küçük 41 camii, 82 mescit, 17 medrese, l kütüphane, 5 tekke, 12 zaviye, l rüştiye mektebi ve biri Ermeni, diğeri Rum 2 adet kilise ve 51’i İslam ve 2’si Rum olan 53 mektep, ikisi çift ve yedisi tek olmak üzere 9 hamam 115 çeşme ve şadırvan, 422 dükkan, 7 han, 5 adet bezirhane, 11 yağhane, 33 değirmen, l imaret, 11 sebil, 12 sarnıç, l buzhane, 4 karlık, l adet Kala-i atik mevcuttur.” 
Yılmaz ÖZTUNA’ya göre Karaman: “Karamanoğulları, Anadolu Türkmen Beyliklerinin en mühimi, en büyüğü, en kudretlisi ve en devamlısıdır. Karaman Türkmen Beyliği, 1250 yıllarından 1487’ye kadar takriben 237 yıl sürmüştür. Karamanoğulları, Oğuzların Kaçar Boyu Beylerinden olan Ahmet Sadettin Bey’in oğlu Nure Sofi Beyden inmişlerdir.

2,5 asırlık tarihleri sırasında, Karamanoğulları’nın toprakları zaman zaman büyüyüp küçülmüştür. Karaman Beyliği, Türkiye’nin şu vilayetlerine yayılmıştır: Konya, Karaman, Niğde, Aksaray, Ankara, Nevşehir, İçel, Kırşehir vilayetlerinin tamamı, Antalya’nın doğu yarısı, Karamanoğulları nüfuz ve tabiyetinde bulunmuştur. Karamanoğulları batıya doğru Antalya, Isparta ve Afyon dolaylarında zaman zaman yukarıdaki sınırları da aşmışlar, akın mahiyetinde çok daha uzaklara gitmişler ve Bursa’ya da girmişlerdir. Yukarıda zikredilen topraklar 146.000 km2 olup, o dönemde bu topraklar üzerinde 2 milyon insanın yaşadığı tahmin edilmektedir.”

Oğuzların Afşar boyuna mensup olan Karamanlıların Anadolu’ya ne zaman ve hangi yoldan geldikleri, çok kesin olarak bilinemiyor. Ermenek civarına yerleşen Karaman boyunun başında Nure Sufî vardır. Nûre Sûfî, bir taraftan arazisini genişletirken, diğer taraftan da bölgedeki karışık durumda bulunan boyları ve kabileleri kendi nüfuzu altında toplayarak, Karamanoğulları Devleti’nin temellerini atmıştır.


 Karamanoğlu Mehmed Bey, Konya’yı 14 Mayıs 1277 tarihinde ele geçirir. Mehmed Bey, şehre girdikten sonra II. İzzeddin Keykavus’un oğlu Gıyasüddin Siyavuş’u sultan ilan ederek, onun namına hutbe okutup sikke kestirir, kendisi de sultanın veziri olur. Aynı gün Konya’da toplanan divanda Mehmed Bey, Türk dilini başka dillerin tasallutundan kurtararak, yeniden devlet dili olmasını sağlayan meşhur fermanını yayımlar:

“ŞIMDEN GIRÜ HIÇKIMESNE KAPUDA VE DIVÂNDA VE MECÂLIS VE SEYRÂNDA TÜRKÎ DİLİNDEN GAYRI DİL SÖYLEMEYE”

Karamanoğulları Beyliği yıkıldıktan sonra, Osmanlıların devlet politikaları sonucu Karamanlılar, başta Rumeli olmak üzere imparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirilmişlerdir.

Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün annesinin ailesi de, Kültür Bakanlığı yayınlarından Burhan Göksel tarafından yazılan “Atatürk’ün Soy kütüğü Üzerine Bir Çalışma” isimli eserin 6., 7. ve 10. sayfalarında verilen bilgilere göre, Rumeli’ye göçmüş Karamanlılardandır.

Karamanoğulları Beyliği yıkıldıktan sonra Konya, Osmanlı toprakları içinde önemli bir vilayet olmuş ve Lârende (Karaman), Konya vilayetine bağlı bir sancak merkezi haline getirilmiştir. İdarenin başında da, her zaman bir beylerbeyi bulunmuştur.

Larende (Karaman), Konya Vilayetine bağlı bir sancak merkezi iken, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, ilçe merkezi olmuştur.

Karaman, Osmanoğulları döneminde, hiçbir zaman Karamanoğulları dönemindeki, parlak günlerine kavuşamamış, mütevazı bir Anadolu kenti olarak Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Şehrin Larende olan isminin 18. y.y. öncesinde Karaman olduğu da bir gerçektir.

Köklü tarihi geçmişi olan, ilim ve kültür merkezliği yapmış Karaman, nihayet 15 Haziran 1989 tarihinde çıkarılan 3578 sayılı Kanun ile Türkiye’nin 70. ili olmuştur.

Vilayet olduktan sonra Karaman’ın gelişmesi ve kalkınması daha da hızlanmıştır.
 
 

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.