"Her şeyden önce sadece yazıklar olsun! demek geliyor içimizden. Türkiye gibi yüzde 99'u Müslüman olan, neredeyse bütün gelenekleri İslam'a göre şekillenmiş, oruç ikliminin yaşandığı, semalarında hamdolsun beş vakit ezanların okunduğu bir ülkenin Diyanet İşleri Reisi Cuma hutbesinde Kur'an'ın öngördüğü ve söylediği şekliyle Lutiliğin, eşcinselliğin ve zinanın haram olduğunu, sapkınlık olduğunu, maraz olduğunu ve bunu yapanların Allah tarafından lanetlendiğini söylüyor ve akabinde bu sapkın insanlar büyük bir cüretle Diyanet İşleri Başkanımızı dava ediyorlar. Hatta nasıl bir akıl, izan, insaf ve ahlak tutulmasıyla malul olduğu belli olmayan bir kısım kuruluşlar ve adı hukuk barosu olan kurumlar da bunu destekliyor. Bunun adı insan hakkı oluyor, adı hukuk barosu oluyor. Hayretler içerisindeyiz. Böyle bir duruma şahitlik etmekten bile hicap duyuyoruz. Bu ülkenin köklü, mümtaz ve anayasal bir kurumu olan Diyanet İşlerinin kıymetli başkanı Ali Erbaş elbette yalnız değildir. Biz milyonlar müminler melekler ve herşeyden öte Allah Teâlâ onun arkasındadır. Siz kime kafa tuttuğunuzun farkında mısınız ey cahiller ve sapkınlar topluluğu ve onların destekçileri. Sübhanallah...
Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş hocamız kendi fikrini değil Kur'an'ı Kerim'in emir ve yasaklarını söylüyor. Hocamızın söylediklerini suç sayıp karşı gelenler kime savaş açtığını bilmeyen cahillerdir. Biz de bu cahilliğe ve sapkınlığa elbette sessiz kalacak değiliz.
Biz biliyoruz ki bu yapılanlar temiz fıtrata karşı küresel bir fesat hareketidir. Mesele ciddi, fesat büyük. Fıtrat bozulursa her şey fesada uğrar. Fesat hareketinin hedefi, fıtrat üzerinden İslam'dır.
Kur'an'ı Kerim'in Araf, Hud, Hicr ve Şuara Surelerinde bu sapkınlıktan defaatle bahsedilir ve Şuara Suresi, 166. ayette de: "Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." yine Araf 81'de "Doğrusu siz ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." denilir.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Kur'an'ın emrini insanlara duyurmuştur asıl bunu yapmaması suçtur ve büyük vebaldir. Eşcinsellik bir cinsel tercih ya da anomali değil, sapıklıktır. Bu sapıklığı besleyen, destekleyen, onlara hukuki kılıf hazırlayan mahfiller de, halkımızca çok iyi bilinmektedir.
Diyanet'in teşkilat olarak varoluş sebebi, Türkiye toplumuna dini öğretmek, bu kabil sapıklıklardan toplumu uzak tutmak ve bunun dindeki karşılığını ortaya koymaktır.
Karaman Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak ilan ediyoruz ki; bu sapkınlığın yayılması için çabalayanları, onlara destek verip lobi oluşturanları, ahlaksızlığın bir normallik olarak kabul edilmesini isteyenleri, her şeyden öte Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın görevini yapmasını engelleyenleri, şiddetle kınıyor ve tel'in ediyoruz.
İnsanlık tarihinin etki açısından en kapsamlı musibetini yaşadığımız şu günlerde, yine insanlık tarihinin fıtrata karşı girişilmiş en büyük fesat hareketinin ürperten yüzüyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz.
Ahlaksızlığın kitleselleşmesini, hatta kurumsallaşmasını isteyen bazı kuruluşlar bu olay üzerinden geçmişte yaptıkları gibi "yüzyıllar öncesinden gelen ses" diyerek aziz İslam'ı sözde istisgal edecek bir aşağılığa soyunmuşlardır. Bilesiniz ki o ses sizi de boğacak, nice sapkın kavimlere olduğu gibi sizi de yerle yeksan edecektir.
Karaman STK (Sivil Toplum Kuruluşları) Platformu olarak, bu aşağılık davranışı da, destek verdikleri ahlaksızlığı da, destek veren kurumsal yapılarını da şiddetle kınıyoruz." dedi.