Eski Avrupa ve Balkan şampiyonu eski Milli Tekvandocu Bekir Aydın’ın muhterem eşi Sema Aydın, Hakkın rahmetine kavuştu. Cuma namazını müteakiben Küçükçekmece Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Kanarya Mezarlığı’nda toprağa verilen Sema Aydın’ı ailesi, arkadaşları, komşuları ve sevenleri yalnız bırakmadı. Ayrıca cenazeye Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Tekvando Federasyonu Başkanı Doç.Dr. Metin Şahin, Tekvando eski Federasyon Başkanı Cengiz Yağız, Eski Milli Tekvandocu Bahri Tanrıkulu, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkan Danışmanı Güleser Topuz ve Bekir Aydın’ın sporcu arkadaşları bu acılı günde saf tuttu. 43 yaşında Hakkın Rahmetine kavuşan Sema Aydın, iki çocuk annesiydi.
HAMALLIKTAN ŞAMPİYONLUĞA UZANAN BİR YOL
Tekvandoda Türkiye’nin sesini tüm dünyaya ezberleten Bekir Aydın, spora başlamadan önce hamallık yaptığını belirterek, “Yoklukla büyüdük. Hamallık yaptım. Sonra Sema’yla tanıştım. 18 yaşında evlendik. 25 yıllık evliyiz. Müsabakaya çıkmadan önce eşim beni cesaretlendirir. ‘İşte buraya yer açıyorum. Mutlaka altın madalya alacaksın’ diyerek beni motive ederdi. Eğer ben Tekvandoda bir yerlere gelmişsem, şampiyonluklar elde etmişsem Sema’nın çok büyük etkisi vardır. Bir gün eşime böbrek yetmezliği teşhisi kondu. 10 yıl diyalize girdi. Nakil olması lazım. O kadar parayı nereden bulurum diye düşünürken, eşimin şu sözüyle irkildim: ‘Hayır, kimseden yardım kabul etmiyoruz. Gerekirse verilen madalyaları bozdururuz’ dedi. öyle de yaptık. Tam bunları atlattık düze çıktık derken, bir gece 12’de eşimi karın ağrısıyla hastaneye götürdüm. Tetkikler yapıldı. Amansız bir hastalığı haber verdi doktorlar. Dünyam başıma yıkıldı o an. Milyonda bir görülen bir hastalıktı Sema’nın yakalandığı. Takdir-i İlahi. İki ayda eşime veda ettim. Mekanı Cennet olsun. Rabbim, Fatma Annemize komşu eylesin.”
‘KIZINCA, SENİ CUMHURBAŞKANIMIZA ŞİKAYET EDECEM’ DERDİ
Rahmetli Sema Aydın’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiğini ifade eden Bekir Aydın, “Olur ya, bazen bana kızardı. Hemen ‘Seni Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şikayet edeceğim.” derdi. Bu öyle bir hal alırdı ki, bazen rüyasında bile bu sözü söylerdi. Hastalığı boyunca bir kez olsun şikayetçi olmadı. Hep, ‘Allah bana yeter. Benim makamım daha güzel olacak inşaallah’ derdi. Hep Tevekkül ederdi. Salı günü evde gözlerimin önünde başının dönmesi sonucu yere düştüğünü gördüm. Hemen tuttum. Ama nafile. O anda epilepsi geçiriyormuş. Apar topar hastaneye götürdüm. Doktorlar gerekli müdahaleyi yaptılar. Eşim, ölmeden üç gün önce, hiç yapmadığı bir şey yaptı. Bana Hakkımı helal etmesini söyledi. Kendisi haklarını helal etti. Helalleştik. Çocuklarıyla da aynı şekilde helalleşti. Hastaneye gelen personelle de helalleşti. Bir de en büyük arzusu Ayvalık’a yerleşmekti. Çünkü kendisi Balıkesirliydi. Oraları çok severdi. 15 Temmuz gecesi tankın üzerine çıkarken yanımdaydı. Hep birlikte olduk. Omuz omuzaydık. Mekanı Cennet olsun… Bir hayat arkadaşımı değil, bir anneyi, bir kılavuzumu kaybettim. Hep sade yaşamayı severdi. İmanlı birisiydi. İnsanları severdi. O yüzden çok seveni olduğunu gördüm.”