Ulusal Manşet - Türkiye'den Haberiniz Olsun

Uşak Üniversitesi’nde geleneksel okçuluğu yaşatıyorlar

Uşak

Uşak Üniversitesi Binicilik ve Okçuluk Topluluğu üyelerine asırlardır süregelen yöntemle okçuluk öğretiyor.Konuyla ilgili olarak açıklama yapan topluluğun kurucu üyelerinden ve onursal başkanı Uşak Üniversitesi Ekonomi Bölümü 4. Sınıf...

Uşak Üniversitesi Binicilik ve Okçuluk Topluluğu üyelerine asırlardır süregelen yöntemle okçuluk öğretiyor.

Konuyla ilgili olarak açıklama yapan topluluğun kurucu üyelerinden ve onursal başkanı Uşak Üniversitesi Ekonomi Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Emir Çora "Peygamber Efendimiz ok ve yay için pusatların en hayırlısıdır demiş bu yüzden biz ona karşı ekstra adap ve saygı çerçevesinde yaklaşıyoruz, bu kurallar çerçevesinde okçuluğu öğretiyoruz. İnsanlar bu duygularla geldiği zaman kendilerini çok daha fazla geliştirebiliyorlar, çok daha ileriye gidebiliyorlar" dedi.

Topluluğun şu anki Başkanı Mustafa Taşova ile birlikte binicilik dersleri okçuluk dersleri geleneksel kılıç ve okçuluk eğitimleri verdiklerini söyleyen Çora; " Aynı zamanda yetenekli, kendini geliştiren öğrenci arkadaşlarımız ile birlikte atlı okçuluk çalışmaları yapıyoruz. Üniversite bünyesinde bir topluluğuz fakat cirit üzerine herhangi bir etkinliğimiz yok, şu an sadece binicilik ve geleneksel okçuluk üzerine etkinliklerimiz var. Beş yıllık bir topluluğuz. Okulda bir çok etkinlik yaptık, birçok program yaptık, birçok yarışmalara katıldık. Üniversiteler arası okçuluk müsabakalarında bireyselde birinciliğimiz ve üniversiteler arasında ikinciliğimiz var geçen sene katıldığımız yarışmalarda. Bunun dışında ufak büyük bütün yarışmalara katılarak üniversitemizi ve kültürümüzü tanıtmaya çalışıyoruz." dedi.

Çora geleneksel okçuluğa başlamak isteyen öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu; "Gerçekten isteyen öğrenciler gelsin kültürünü, atasını, dedesini, ceddini seven dini bütün insanlara tavsiye ediyorum. Çünkü bu işin adabı ve üslubu var. Peygamber Efendimiz ok ve yay için pusatların en hayırlısıdır demiş bu yüzden biz ona karşı ekstra adap ve saygı çerçevesinde yaşlaşıyoruz, bu kurallar çerçevesinde okçuluğu öğretiyoruz. İnsanlar bu duygularla geldiği zaman kendilerini çok daha fazla geliştirebiliyorlar, çok daha ileriye gidebiliyorlar. Kulübümüz her sene bir kere üye alımı yapıyor ve kimseyi ayırta etmeden tüm öğrencilerimize ücretsiz okçuluk dersi veriyoruz, bize de ulaşabilirler,başka bir kulübe de gidebilirler herkese tavsiye ederim."

Osmanlıda 12 bin kepaze çekmeden hiç kimsenin eline ok yay verilmediğini hatırlatan Çora; " Bu işe başlayanlar ilk önce kepaze eğitimini almak zorundalar, bu işin antrenman kısmıdır, kepaze olmak değimi buradan gelir, lastik çekmek kol kuvvetlendirmek, beyin ve kas hafızası oluşturmak için yapılan bir antrenmandır. Farklı şekillerde kuvvet uygulanabilecek bir lastik üzerinde de yapılabilir, bir tahta parçasına da bağlanabilir. Bu kepaze 33 şer olarak çekilir, tespih sayısı şeklinde. 33,33 12 bin tane kepaze çekilir. Daha sonra eline kabza verilir. Osmanlı’da okçular abdestsiz ellerine ok yay almamışlar. Okçunun iki rekat namazı vardır bu namazı kılmadan ok atmamışlar. Tekkeler Osmanlıda aynı zamanda ibadethane olarak geçer, vergi alınmayan sayılı yerlerdendir okçular buralarda talim ederlerdi. 12 bin kepaze çektikten sonra hedefe doğrultarak yay çekmeye başlarlardı, ellerine kuvvetli bir yay verilirdi, ortalama 70 libre civarı. Daha sonra üç metreden oklarını bir araya toplayabilmek için 3 metreden torba gez çalışması dediğimiz çuhaların yada hayvan derilerinin içine yine inek kuzu vs. oku kırmayacak sert cisimler doldurarak antrenman, idman yapmışlar ve gitgide mesafeyi artırarak okçuları savaşlara hazırlamışlar. Ondan sonra atlı okçuluk çalışmaları var, yaya okçularının çalışmaları farklı.

Bir ağacın yay olabilmesi için 2 sene kalıpta kalması gerekiyor, okçunun eğitimini siz düşünün. Bir okçunun eğitimini tamamlayıp Osmanlı ordusunda yerini alması için en az 1,5, 2 sene tekkelerde eğitim görmesi gerekirdi. Sadece 3 ile 6 ay arası kepaze eğitimi sürüyor, 6 ay yakın mesafe çalışsa, uzak mesafeye geçmek için ki savaşlarda uzak mesafeli ve çok kuvvetli yaylar var, o kuvvete ulaşılması için de bir o kadar çalışması gerekirdi." şeklinde konuştu.
Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.