e-karaman haber sitesinin edindiği bilgiye göre, Aydınlar Ocağı’nın kurucu başkanlarından olan ve bir hafta önce vefat eden Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Konya Aydınlar Ocağı’nda anıldı.
Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, İl Halk Kütüphanesi’nde düzenlenen Tefsir Sohbetleri’nden sonra yaptığı konuşmasında, İstanbul merkeze alınmak kaydıyla şehirlerde açılan Aydınlar Ocağı’nın her birinin kendisinin “genel merkez” statüsünde olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Süleyman Yalçın’ın Çanakkale’nin Eceabat İlçesi Büyükanafartalar Köyü’nde 1926’da doğduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, Süleyman Yalçın’ın anne tarafından Balıkesir bölgesindeki Karaisalılar boyunun bir mensubu olduğunu söyledi. Baba tarafından Kırcaali’li olan Yalçın Hoca’nın, Osmanlı’nın ilk uç beylerinden olan ve Balkanlara ilk geçen Orhan Gazi’nin oğullarından olan Süleyman Paşa’nın, bir av esnasında düşüp ölmesi üzerine Bolayır köyüne atıyla birlikte defnedildiğini belirterek Süleyman Yalçın Hocanın da adını bu paşadan aldığını ve Süleyman Paşa’nın kabrinin yanına defnedildiğini söyledi.
Babasının kırtasiye dükkânında, ilkokulu 1938’de bitirdikten sora Doğu ve Batı klasikleri ile Türk edipleri ile şair ve yazarlarının kitaplarını okumaya başlayan Yalçın hocanın, 1941’de İstanbul’a gelerek Kabataj Lisesi’ne yazıldığını kaydeden Dr. Güçlü, 1950’lerde Yalçın hocanın İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğu sene Demokrat Parti’nin iktidara geldiğini ve CHP zulmünün biterek dinle barışık şeffaf bir dönemin başladığını belitti.Yalçın hocanın Milliyetçilik kavramı içerisindeki İslami kıvamı yakalayarak düşünce ve fikirlerini dile getirmeye başladığını ifade eden Güçlü, “Aslında millet kelimesi din merkezli bir kelimedir. Bizim nesle hangi millettensin dendiği zaman biz, İbrahim milletindeyiz derdik. Ama bugünkü nesil aynı millet kelimesinden ırk anlıyor, kavim anlıyor. Şimdi gençlere sorsak Türk milletindenim der. O dönemde milliyetçi ve mukaddesatçıları bu millet kelimesi kurtarmıştı. Necip Fazıl’ın İslâm diyemeyip “Büyük Doğu” dediği gibi, Necmettin Erbakan’ın “Milli Görüş” dediği gibi, Sezai Karakoç’un “Diriliş” dediği gibi İslâm kelimesini kullanamadıkları bir süreçten geçiliyordu. Süleyman hoca oradan Milli bir damar yakalayarak kendi kimliğini ve kişiliğini buluyor. Bunu da hocaları Nihal Atsız, Faruk Nafiz Çamlıbel, Nihat Sami Banarlı, Necip Fazıl, Nurettin Topçu’larla pekiştiriyor” dedi.
Aydınlar Ocağı 70’de Kuruldu
Yalçın hocanın, askerliğini yaptıktan sonra mezun olduğu üniversitenin patoloji bölümüne asistan olduğunu ve daha sonra bir avuç akademisyenle birlikte Anadolu Kulübü’nü kurarak sosyal ve kültürel faaliyetlere başladığını ifade eden Güçlü, 1965’lerde Necip Fazıl’ın önermesiyle birlikte Anadolu Kulübü’nün isminin “Aydınlar Kulübü” olarak değiştirilerek faaliyetlerine devam ettiğini belirtti.
Konuşmasına “Milliyetçi ve mukaddesatçı 56 aydının bir araya gelerek 14 Mayıs 1970’de, Aydınlar Ocağı’nı kuruyorlar” diye devam eden Güçlü, “İbrahim Kafesoğlu başkan, Süleyman Yalçın yardımcısı olarak o dönemin en kıymetli insanları bu ocak çatısı altında toplanıyorlar. Süleyman hoca 1974-79 arası başkanlık yapıyor. Benim de tam İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuduğum yıllardı. Bazen Aydınlar Ocağı’na bazen MTTB ve diğer sohbetlere katılırdım. 1984’de tekrar Aydınlar Ocağı başkanlığına getiriliyor. 12 Aralık 1986’da da Selçuk Üniversitesi’nde bir grup hoca Konya Aydınlar Ocağı’nı kurdular. Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Aydınlar Ocağı’nın kurucu başkanı Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Cumhuriyetin gerçek aydınlık yüzüydü” dedi. Sohbet, Süleyman Yalçın’ın ruhuna okunan Fatihalarla son buldu.
İsmail Ethem TABORU
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol