Programa, AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk da katıldı. Konuk, Çevre ve Orman Bakanlığının 14 yılda 3,5 Milyar ağaç diktiğini ifade ederek, “Ülkemizin toplam ormanlık alanını yaklaşık %10 arttırdı. Kaç yılda? 14 yılda. Bakanlığımızın ağaçlandırma çalışmalarında, benim de paylaştığım ve çok beğendiğim bir hedefi var: Dünya Nüfusu Kadar Ağaç” dedi. Konya Şeker’in bu konuda attığı adımlara da dikkat çeken Konuk “Türkiye Nüfusu Kadar Ağaç hedefine emin adımlarla ilerlediklerini ifade etti.
ÇÖLLEŞME VE EROZYON, TÜM KESİMLERİN ORTAK PROBLEMİ
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen program, Ankara Söğütözü’ndeki Orman Genel Müdürlüğü konferans salonunda gerçekleştirildi.
“Geleceğimize Sahip Çıkalım” teması ile düzenlenen programa Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile bakanlık bürokratlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgililer katıldı.
AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk’un konuşmacı olarak katıldığı program, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı.
Bakan Eroğlu programda, "Ormanların tahrip olmaması için gelir getirici imkânlar sunmak lazım. 36 gelir getirici tür tespit ettik. Her şey millet içindir anlayışı ile cevizden, bademe zeytinden, kestaneye varıncaya kadar bunları dikiyoruz. 3 yıl bakımı orman teşkilata ait geliri 49 yıl vatandaşa aittir. Vatandaşa imkân sağlamak lazım... Orman Köylerindeki isteyen herkese veriyoruz. Kura çekiyoruz. Kura ile dağıtıyoruz. 1.5 milyon zeytin fidanı dağıtıldı. Zeytine önem veriyoruz. Zeytin eylem planı kapsamında şu an zeytin ağacı 172 milyona ulaştı. Ormanlarda zeytine sahip çıkıyoruz. 2 tane fidan diksem ne olur diye düşünmeyin. Bir fidan diktiğinizde bütün canlılar faydalandığı sürece amel defteriniz kapanmıyor. Gelin hep birlikte ülkemizi yemyeşil yapalım. Erozyonla mücadele konusuna önem veriyoruz. 500 milyon olan toprak kaybını 168 milyon tona indirdik. Su zengini değil Türkiye tek elden akıllıca yönetildiği zaman su problemi olmaz. Sorunu çözmek için suyu biriktirmek gerekir" şeklinde konuştu.
423 dev baraj ve bin gölet ile rekora imza atıldığını kaydeden Bakan Eroğlu, "Baraj ve gölet yapıyoruz. Hedefimiz 2019 yılına kadar bin 71 gölet ve sulama yaparak ikinci rekora imza atmak. Toprağı korumak için sulama önemlidir. Sulama olmadan verim almak mümkün değil. 8,5 milyon hektarlık sulama alanının 6,5 hektarını suladık. 10 proje hazırladık. Su kıtlığı olan havzalara su getirdik. Beyşehir golünü kurtardık. Düdenlerden kaçan suyun etrafını cevirdik. Suruç ovası dev sulama tüneli 54 bin hektarı sulandı. Gıda çok önemli dünyada ilk 5’e giren ülke olmamız lazım" açıklamasında bulundu.
Daha sonra kürsüye gelen, AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk da konuşmasında “bizim işverenimiz, sermayemiz toprak. Toprak olmazsa bizim işimiz de olmaz. Toprak bozulduğu zaman öncelikle işi bozulan biziz. Toprağın bozulmasından kaynaklanan sorunlarla ilk biz yüzleşiyoruz. O nedenle çölleşme ve erozyon, toplumdaki tüm kesimlerin elbette ki ortak problemi. Ancak üretici ve tarım sektörü için hayati bir mesele” dedi.
DÜNYAMIZ 2030’A KADAR TOPRAK KAYBETMEYE DEVAM EDECEK
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Birleşmiş Milletler 12’nci taraflar konferansı sonrasında yaptığı açıklamada; “küresel anlamda bir mücadele gerçekleştirilebilir ve bütün taraflar mücadeleye omuz verirse ancak 2030 yılında bir denge kurulabileceğini, geri kazanılan toprak miktarının, kirlenme nedeniyle kaybolan toprak miktarıyla eşitleneceğini” söylediğini hatırlatan Başkan Recep Konuk, “bu açıklamadan şunu anlıyoruz; bütün önlemleri bugünden alsak bile, dünyamız 2030’a kadar toprak kaybetmeye devam edecek. Ülkelerin mutabakat sağlamasıyla alınacak ortak önlemler ile üzerine düşeni yapması şart. Ancak bu şartın yerine getirilmesi kaydıyla, 2030’da denge sağlanacak ve dünyamız gelecek nesillerin emaneti toprağımızı muhafaza etmeye devam edecektir. Bu korkunç bir durum. Gelecek hakkında daha çok endişelenmemizi gerektiren bir durum” ifadelerini kullandı.
TOPRAĞI KAYBETMEK KOLAY, KAZANMAK ZOR
ABD Başkanı Donald Trump’ın, kendi ülkesinde de yükselen tepkilere rağmen İklim Değişikliği ile Mücadele Sözleşmesinden ABD’nin çekildiğinin altını çizen Başkan Recep Konuk, “yeni bir durumla karşı karşıyayız. Toprak kaybının, çölleşmenin, kuraklığın en önemli etkenlerinden biri olan ekosistemdeki bozulma ve küresel ısınma ile mücadelede ABD geleceği kurtarmak yerine daha fazla kâr ve daha ucuz tüketimi tercih etti. Ne pahasına? Gelecek nesillerin daha iyi bir dünyada yaşaması pahasına. Ümit ediyorum Amerikan kamuoyunun, bu yanlışın düzeltilmesi ve bu kararın uygulamaya geçmemesi konusunda ABD yönetimine verdiği güçlü mesaj karşılığını bulur ve bu mücadele kesintiye uğramadan, belirsizlikler içinde savrulmadan devam eder. Devam etmek zorunda da! Çünkü özellikle ekosistemi ve toprağı kaybetmek kolay, kazanmak zor… Hepimiz biliyoruz ki, icadı mümkün olmayan veya üretilmesi mümkün olmayan insanlık sermayesinden biridir toprak” dedi.
KONYA ŞEKER, EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR
AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “1970’lerde her yıl 500 Milyon ton toprağımızı; sel sularıyla, rüzgârla kaybederken, Bakanlığımız, yaptığı işlerle küresel ölçekte ülkemizin çölleşme ve erozyonla mücadelede bir adım öne çıkmasını sağlamıştır” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Suyun yönetim ve tasarruflu kullanımı için yapılan göletler ve barajlar, su yönetimiyle ilgili atılan önemli adımlar, bu rakamı bugün 168 Milyon tonlara çekmiştir. Bu başarıda en önemli etken de muhakkak ki ağaçlandırma çalışmalarıdır. Bakanlığımız 14 yılda 3,5 Milyar ağaç dikti. Ülkemizin toplam ormanlık alanını yaklaşık %10 arttırdı. Kaç yılda? 14 yılda. Bakanlığımızın ağaçlandırma çalışmalarında, benim de paylaştığım ve çok beğendiğim bir hedefi var: “Dünya Nüfusu Kadar Ağaç”. Bu dinamik bir hedef. Dünya nüfusu arttıkça artacak bir hedef. Konya Şeker’de yürüttüğümüz ağaçlandırma çalışmalarında da kendi ölçeğimizde büyük, ama şirket ölçeğimize uygun bir hedef belirlemiştik: “Türkiye Nüfusu Kadar Ağaç”. 2004 yılında başladığımız bu ağaçlandırma projesi için şunu da demiştik: “Her Türk vatandaşının bir dikili ağacı olacak”. Bakanlığımız Dünya Nüfusu Kadar Ağaç hedefine sağlam adımlarla ilerlerken, biz de Konya Şeker olarak Türkiye Nüfusu Kadar Ağaç hedefine emin adımlarla ilerliyoruz.”
KONYA ŞEKER, DİKTİĞİ AĞAÇLARIN BAKIMINI DA ÜSTLENDİ
Başkan Recep Konuk, “Bakanlığımız 3,5 Milyar ağaç dikti, hedef 7,5 Milyar. Biz 19,3 Milyon ağaç diktik, hedef 80 Milyon. Ağaç dikmek isteyenler, diksem olur mu diye düşünenler için, benim tavsiyem şudur; işin en zor kısmı ilk ağacı dikene kadardır. O ilk ağacı diktiğinizde, toprağa emanet ettiğiniz bir canın, zaten takipçisi oluyor, onun büyüyüp serpildiğini gördükçe yenilerini dikmek için sabırsızlanıyorsunuz. Biz Konya Şeker’de bunu yaptık. Hem ağaç dikmenin zevkine vardık, hem de mücadeleyi başkalarından beklemek yerine bu mücadelenin ortağı olduk, neferi olduk. “Biz bozmuyoruz, niye biz tamir edelim” gibi bir düşünceye de kapılmadık. Toprak bizim. Bizim olana biz sahip çıkmazsak, kimse sahip çıkmaz, diyerek toprağa dört elle sarıldık. Kökten bağlı olduğumuz bu topraklarda, ekosistemi kimin bozduğuna bakmadan, sistemi nasıl tamir edebiliriz diye düşündük. Bunu, kendimize dert edindik. 2004 yılından itibaren, işin ucundan tutmak için vira Bismillah deyip hızla ağaç dikmeye başladık. O hızla bugün 19,3 milyon ağaca ulaştık” diye konuştu.
KONYA ŞEKER’İN GERİ KAZANDIĞI TOPRAK MİKTARI YAKLAŞIK 1 MİLYON 700 BİN TON
Konya Şeker’in; 248 ayrı güzergâhta, Konya’ya sınırları olan il ve ilçe yolları, köy ve kasaba yolları dâhil binlerce kilometrelik yol boyunca çift taraflı, bazı yerlerde derinliği 8-10 sıraya ulaşan ağaçlandırma çalışması gerçekleştirdiğini hatırlatan Başkan Recep Konuk, sözlerini şöyle tamamladı;
“67 ayrı yerde toplu orman alanları oluşturduk. Konya Şeker’in ağaçlandırma çalışmaları, fidanın dikiminden önce başlar. Bir zamanlar Evliya Çelebi’nin, ‘’bir sincabın daldan dala atlayarak hiç yere inmeden Anadolu'nun bir ucundan diğer ucuna gider’’ diye tarif ettiği, İç Anadolu ve O’nun bir parçası olan Konya Ovası, şimdi çok geniş alanlardan oluşan çoraklaşmış araziyi maalesef bünyesinde barındırıyor, yüzeyin yaklaşık 30-40 santim altındaki kist tabakası fidanın gelişmesine müsaade etmiyor. Konya Şeker’in ağaçlandırma çalışması, fidanın toprağa dikiminden yaklaşık 1 yıl önce başlar. Neyle? Toprakla. Fabrikaya ürünle gelen toprağı ayrıştırıp, arıtıp, kamyonlara yükleyip, ağaçlandırma sahalarına taşıdığı gün, bu çalışma da başlar. Konya Şeker; fabrikalarına şeker pancarı, patates gibi ürünler ile gelen verimli toprağı arıtıp, ağaçlandırma sahalarının ıslahında kullanan, hatta bu ürünlerle gelen toprağı geri kazanan, ülkemizdeki belki de tek kuruluştur.
Bu çerçevede; 2005 yılından bu güne kadar Konya Şeker’in geri kazandığı toprak miktarı yaklaşık 1 milyon 700 Bin tondur ve toprağın tamamı ağaçlandırma sahalarına nakledilerek saha ıslahında değerlendirilmiştir. Bir kamyonun 25 ton taşıma kapasitesi olduğunu düşünürseniz, 12 yılda yaklaşık 68 Bin kamyon toprak Konya Şeker tarafından para harcanarak ağaçlandırma sahalarına taşınmıştır.
Başka ne yapıyor Konya Şeker? Diktiği fidanlardan, kuruyanların yerine yenilerini dikiyor. Her fidanı, doğal ortamında kendi kendine gelişmesini sağlayacak, kök uzunluğuna gelene kadar suluyor, dibini açıyor, buduyor, bakımını yapıyor. Bu çalışma Konya şartlarında, her bir fidan için ortalama 5 yıldır. Takdir edersiniz ki, bu maliyetli bir iş. Bu çalışmayı gerçekleştiren de bir çiftçi kuruluşu. Hissedarlarının tamamı çiftçilerden oluşan bir kuruluş. Peki, bu kadar masrafa ve daha da önemlisi çabaya, bir çiftçi kuruluşu niye katlanıyor? Ya da niçin onca masraf yapıp, zaman ayırıp ağaç dikiyor? Çünkü Konya Şeker çatısı altındaki 56.000 üretici ve ailesi şunu biliyor; Konya Ovasına birileri ağaç dikmezse, Konya Ovası ağaçlandırılmazsa, birileri bu sorumluluğu üstlenmezse, doğal iklimleme olmayacak. Ekosistemin bozulan dengesi, tarımsal verimi olumsuz yönde etkilemeye devam edecek. Biyolojik canlılık yok olacak. Tarım zararlılarıyla biyolojik mücadele gerçekleşmezse, toprak daha da çok kirlenecek. Ağaçlar kol kanat olmazsa toprak rüzgârla, yağmur suyuyla daha çok taşınacak ve çiftçi sermayesinden olacak. En önemlisi de, kuraklık ve çölleşme Konya Çiftçisinin üretmesine müsaade etmeyecek. Evet! Mesele, bizim meselemizdir, dedik. Yola çıktık, önemli mesafeler kat ettik.”
Konuşmaların ardından Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli olarak il genelinde Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi'nin belirlediği "toprağımız, evimiz, bizim geleceğimiz" temasına uygun olarak düzenlenen resim, kompozisyon, afiş yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi ve daha sonra da sergi açılışı gerçekleştirildi.
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol